Konu
- #Düşük Doğum Oranı
- #Medyanın Sorumluluğu
- #İçerik
- #Evlilik Nefreti
- #Çocuk Bakımı Nefreti
Oluşturulma: 2024-06-14
Oluşturulma: 2024-06-14 09:50
[허영주의 크리에이터 세상]
Yaygınlaşan ebeveynlik, evlilik ve nefret içerikli içerikler
Reyting peşinde koşan aşırı uç ve kışkırtıcı hikâyelere odaklanma
En kötü eşleri ifşa eden Evlilik Cehennemi yayını
2023 yılında bu yıl yayınlanan EBS "Belgesel K Nüfus Büyük Projesi Çok Düşük Doğum"da geçen yıl itibariyle Güney Kore'nin toplam doğurganlık oranının 0,78 olduğu bilgisi verildikten sonra Kaliforniya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Onursal Profesörü Joanne Williams'ın yaptığı bu açıklama ‘meme’ haline geldi. /Namuwiki
“Güney Kore tamamen mahvolmuş. Vay! (Korea is so screwed) ”
2023 yılında bu yıl yayınlanan EBS "Belgesel K Nüfus Büyük Projesi Çok Düşük Doğum Oranı"nda geçen yıl itibariyle Güney Kore'nin toplam doğurganlık oranının 0,78 olduğunu duyurduktan sonra Kaliforniya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Onursal Profesörü Joanne Williams'ın bu sözü bir 'meme' haline geldi.
Bu 'meme' giderek daha fazla gerçekleşiyor. Bu yılın ikinci çeyreğinde toplam doğurganlık oranı 0,7 olarak kaydedildi ve bu da tarihin en düşük seviyesi oldu. Genellikle yıl sonuna doğru doğum sayılarının azaldığı göz önüne alındığında, bu yıl 0,6'nın altına düşebileceği tahmin ediliyor.
Güney Kore şu anda düşük doğum oranı sorununu ciddi bir sorun olarak ele alıyor. Peki bu nasıl oldu? Sorunlar çeşitlidir. Nüfusun başkent bölgesine aşırı yoğunlaşması olan 'Seul Cumhuriyeti' sorunu, ataerkil aile kültürü nedeniyle kadınlara iş, ev işleri ve çocuk bakımı yükünün binmesi ve uzun çalışma saatleri içinde eğitim de kadınların sorumluluğuna girmesi ve bunun çocuk sahibi olmayı caydırıcı hale gelmesi, yüksek gayrimenkul fiyatları ve çocuk bakımı masrafları vb.
Çeşitli nedenlerin arasında içerik oluşturan bir yaratıcı olarak konuşmak istediğim sorun noktası ise 'ebeveynlik ve evlilik nefretini körükleyen içeriklerdir'. Zaten yukarıda belirtilen sorunlar nedeniyle yangın çıkmışken, alevlere körük ekleyen bir şekilde evlenmek ve çocuk sahibi olmak konusunda korku salan içerikler her yerde.
‘Evlilik Cehennemi’, ‘Paha Biçilmez Çocuğum’, ‘Liseli Anne Baba’ programlarını izleyerek evlilik ve ebeveynliğe dair umut ve hayaller besleyen kimse olmayacaktır. Bu, hayaller sunmanın iyi olduğu anlamına gelmiyor, ancak yukarıdaki programlarda gösterilen örneklerin son derece aşırı uçta olduğunu ve bunun ebeveynlik ve evlilik nefretini körükleyebileceğini belirtmek istiyorum.
‘Liseli Anneler 4’te üç çocuğun babası farklı olan Oh Hyun-sil adlı kadın katıldı /Youtube'dan ekran görüntüsü
Son zamanlarda en şok edici video, ‘Liseli Anne Baba 4’te üç çocuk babasının farklı farklı hikayelerle yer aldığı Oh Hyun-sil'in videosuydu. Güvendiği ve sevdiği ilk çocuk babasının aslında evli olduğu, ikinci çocuk babasının hırsızlık suçundan cezaevinde olduğu ve son olarak üçüncü çocuk babasının sürekli olarak 'ikimizin benzerine bir çocuk sahibi olmak istiyorum' demesi, ancak hamilelik haberini alınca tavır değiştirmesi ve hiçbir şekilde sorumluluk almayacağını söyleyerek onu terk etmesi.
Genellikle bu tür programları izleyen ‘gençlerin’ sağlıklı ilişki örneklerini görerek ve onlardan ders çıkararak büyümesi gereken bir dönemde, yapım ekibi bu tür hikayelerle ne elde etmeyi umuyordu? Yayın kuruluşunun web sitesinde Liseli Anne Babaların yapım amacı şöyledir: 'Yeni bir hayatı terk etmeyip takdire şayan bir seçim yapan kişilerin gerçek hayatları nasıl?'
Oh Hyun-sil'in üçüncü çocuğu, nafaka ve ekonomik durum sorunları nedeniyle bir çocuk bakım evine yerleştirilmiş ve "Anneyle evren kadar birlikte yaşamak istiyorum" diyor. 'Yeni bir hayatı terk etmeyip takdire şayan bir seçim yapan kişilerin gerçek hayatlarını' bu kadar acımasız bir şekilde göstermek gerekiyordu diye düşünüyorum.
Oh Eun-young Raporu Evlilik Cehennemi /Yonhap Haber Ajansı
Evlilik Cehenneminde her türlü en kötü koca ve karı vakası da gösteriliyordu. İnternet kullanıcıları, 'Sınırı Aşan Çift', 'Cinsel İlişki Olmayan Çift' hikayelerinin kendilerine evlilik konusunda umuttan çok umutsuzluk sunduğunu belirtti.
Vakalar ne kadar şok edici ve kışkırtıcı olursa, reytingler ve görüntülenme sayıları da o kadar artacaktır, ancak evlilik ve doğum oranları korku ile birlikte düşebilir. 'Güney Kore tamamen mahvolmuş. Vay!' ifadesi meme olarak yayıldığında, içerik oluşturucular içerik oluştururken sorumluluk duygusu taşımalıdır.
Güney Koreli gençler nefes nefese kalırken, onlara yardım eden kimse yok. Herkes para kazanmaya odaklanmış durumda. Yayın kuruluşları için öncelikli olan, görüntülenme sayısını garanti eden kışkırtıcı içeriklerdir. Onların ektiği büyük korkuyu zorlukla aşarak ve cesaretle evlilik gibi bir sonraki adıma atıldıklarında, biriktirdikleri parayı tamamen tükettikleri, normal fiyatın 2-3 katı fiyatlarla karşılaştıkları Güney Kore 'düğün pazarı' onları bekliyor.
Sonrasında ise normal maaşla asla elde edilemeyecek olan 'kendi evini edinme' hayali için 'borç batağına' sürükleniyorlar. Bu kadar zorlu, sıkıntılı ve yorucu bir süreci tamamladıktan sonra ancak 'ebeveynlik' alanına giriş izni veriliyor.
Ah, bitkinlik. Artık yapamam demek geliyor insanın ağzından. Gençlere "En iyisi mahvolmak, mahvolalım" düşüncesini aşılayan yüksek engeller. 'Düşük doğum oranı' gibi basit bir sonucun içinde çözülmesi gereken sorunlar katman katman birikmiş durumda. Bu sorunlar çözülmeden düşük doğum oranı sorununu çözmek mümkün değil.
Hızla büyüyen Güney Kore hızla yok oluyor. Tüm halk tükenmişlik sendromu yaşıyor gibi. Çözülmesi gereken sorunlar dağ gibi, ancak öncelikle bir şekilde çözüm için 'umut' sahibi olmak önemli. Çünkü içten içe umudunu kaybeden bir kişiden hiçbir değişiklik bekleyemezsiniz.
Umuma büyük ihtiyaç duyulan bir dönemdeyiz. 'Ebeveynlik ve evlilik nefretini körükleyen içerikleri' durduralım ve 'umut' tohumları ekecek içerikler üretelim.
Yorumlar0